Search This Blog

Tuesday, October 18, 2011

ÇOK YORULDUM…



Bazen insalarla ilgili bilip bilmeden kötü-kötü konuşuyorum. Ya aslında tanımıyorum bile o kim. Belki de birileri onunla ilgili bir şey demişte o yüzden. Benim kendi iradem yok ki. Çok sevdiyim biriyle iligli birileri bir şeyler söylese ben hemen o kişiye karşı soğuycam. Araştırıb etmeden doğruluğunu. Belki de doğrudur ama bir kişo mğkemmel olamaz ki. Her kesin bir sorunu vardır kesin ki, bud a aynen öyle.
Kimle konuşuyorum ki ben? Burdan söylüyorum diğer taraftan unutuyorum. Kafam alak bulak. Her şey karıştı bir-birine. Hangi problemimi hall edicem bilemiyorum. Hayallerim gerceklerle, mutluluğum kederimle falan filan hepsi karma karışık içerilerde. Bazen bakıyorum da saatlerle konuşmamışım. Halbuki kafam ağrıyor sesten. Meğerse az önceki sesler benim içimde kopan fırtınanın yan etkisimiş.
Pazar gibi ya.
Dertlerim her biri bir yerlerden çıkıyor  “once beni hall et”?  Benim bunları düzenlemem gerekiyor ama. O kadar yoruyorlar ki beni takatim kalmıyor. Böyle işte kafayı yerim. Zaten son zamanlar kendimle de çok konuşmaya  basladim. Artık kafamdaki seslerin yüzünden hayal kurmadığım için dilime döküyorum.
 Buluşmak istediğim insalarla buluşuyormuşum gibi yapıyorum. Kendimi görmek istediğim yerlerde görüyorum.. Ama bunlar hepsi hayallerimin dış vurması. Artık gerçek ve hayali karıştırıyorum. Evde “ah biliyormusun ben bugun kimle görüştüm?” diye sormak istiyorum ve tam o zamanada ağzımdankı lafı yutuyorum. Çünki hiç kimseyle bulusmadim ben kendi kendilimyde konuştum onunla. 
Yoruldum artık ya. Çook yoruldum…

Tuesday, October 11, 2011

Fırtına


Hayatda herşey ola biliyor demek ki. İnanamyacağın, “yo, hayır ben yapmam” dediklerini hiç bilmeden bile yapıyorsun. Sonrada bide bakmışsın ki sende içeridesin.


Kendimi kayb ediyorum. Tam buldum çıkarıyım derken yine kayıyıorum ellerimden. Zayıf mıyım ne?


Bir şey oluyor hiç düşümeden mutlu oluyorum. Sonunu merak etmiyorum. Yalnış mı doğru mu diye merak etmiyorum. Hemen mutlu olamaya çalışıyorum. Neden peki? Buna ihtiyacım mı var o yüzden mi?


Artık insanlardan soğuduğumun farkına vardım. Fazla muhabbet edemiyorum. İnsanların yüzüne bakamıyorum. İğreniyorum. Suratlarına tükürmek istiyorum. Ama tam aksini yapıyorum. Onlara gülümsüyorum. Onları aldatıyorum. Böyle intikam alıyorum. Sanırım kendimce. Onlarda sen ne kadar pozitif birisin diyorlar bana. Hiç problemlerimin olmaması onları merakta bırakıyor.


Yada hayata karşı direniyorum. Onun tüm verdiyi ve vermeğe devam etdiği acılara rağmen direniyorum. Hani eski bir hikaye vardı. “ bir çiçek gereksiz yerde bitiyor. Ve rüzgar ona burada bitemezsin, çık git diyor. Ama o gitmiyor. Duruyor. Rüzgar ben işimi bilirim diyor ve hemen işe başlıyor. Fırtına koparıyor. Çiçek dayana bildiği kadar dayanıyor. Ama çok kısa. Bunu kendisi de biliyordu. Ve fırtınaya dayanamayıb uçub uzaklara gidiyor....”
Ben de dayana bildiğim kadar dayanıcam. Savaşmadan kayb etmiyeceğim.. Ben de  fırtınamda uçub gideçeğim...